Hasankeyf’te restorasyon rezaleti

Posted on Updated on

Batman’da yapılması planlanan Ilısu Barajı ile sulara gömülecek olan 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf’te tarih katliamı başlatıldı.

6 Kasım 2015 / ANF – FERHAT ARSLAN

Batman’da yapılması planlanan Ilısu Barajı ile sulara gömülecek olan 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf’te tarih katliamı başlatıldı. Sulara gömülecek olan 50 ayrı tarihi eserin yerinden taşınması kararı alınırken, binlerce yıllık çift katlı köprüde yapılan restorasyon ile birlikte mimari yapısı değiştirildi. Duruma tepki gösteren çevreciler, “göz göre göre tarih katliamı yapılıyor” dedi.

Kuzey Kürdistan’da yaşanan çatışmalı ortamın bir parçası haline elen ve ‘devlet politikasına dönüşen’ güvenlik barajları, tarihi mirası yok etmeye devam ediyor. 12 bin yıllık antik kent Hasankeyf’i, yüzlerce höyük ve yerleşim yerlerini sulara gömecek olan Ilısu Barajı’nın inşaat çalışmaları devam ediyor. Dünya kamuoyunun da dikkatini çeken insanlığın ortak mirası olan Hasankeyf’te, tarih eserlerin sulara gömülmemesi için yerinden taşınması için 50 yapıt ihaleye verildi. 400 gün içerisinde taşınması düşünülen eserlerin nehrin karşı yakasında bulunan yeni Hasankeyf’e taşınma tartışmaları sürerken, binlerce yıllık çift katlı taş köprü için yerinde restore edilerek korunması kararı alınmıştı. Dünyanın en büyük taş köprüsü unvanı olan çift katlı köprü, restore sonrasında köprünün kervan geçişi kapatılacağı da belirtiliyor. Mimari dokusuyla hiçbir ilgisi olmayan restorasyona tepki gösteren çevreciler, ONESCO Dünya Mirası listesine alınmadığı takdirde Hasankeyf’in yok edileceği uyarısında bulundu.

Hasankeyf’te 50 yıllık arkeolojik kazı çalışmasının ihtiyaç duyulmasına rağmen apar topar baraj sularına gömülmesinin manidar olduğunu dile getiren çevreci Erkan Tapan, binlerce yıllık tarihi taş köprünün restorasyonunu ‘rezalet’ olarak değerlendirdi. Tapan, “Benim kanaatim 12 bin yıllık tarihin açığa çıktığı Hasankeyf’te sadece yüzeysel bir çalışma sonucu böylesi bir bulguya rastlanmıştır. Eğer daha kapsamlı bir arkeolojik bir çalışma yapılırsa açığa çıkmayan diğer medeniyetlerin de izine rastlanacaktır. Dolayısıyla bu sebepten kaynaklı Kültür Bakanlığı Hasankeyf’in UNESCO’ya girmesi için başvurusu yapılmıyor. Eğer Hasankeyf UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmazsa göz göre göre yok edilecek. Ilısu Barajı nedeniyle sulara gömülmesi planlanan tarihi taş köprüsü şuan sözüm ona restore edilmeye çalışılıyor. İki katlı olan köprünün alt katından kervanlar, üst katından ise, yaya geçidi olarak son yüz yıla kadar faal olduğu biliniyor. İki katlı köprü şuan beyaz bazalt taşlarla orjinalitesi bozularak tek katlı bir hal aldı. Tüm tarih kitaplarında çift katlı olan köprü, maalesef tek katlı ve farklı bir mimari görüntüsü verildiğini görüyoruz. Dünyanın ilk büyük taş köprüsü olma özelliği de taşınıyor. Köprüyü zaten artık gözden çıkartıldığı da görüyoruz. Çünkü taşları da Kırşehir’den getirildiği ve bu taşları ilaçlayarak yakın bir renk verecekler” dedi.

AKP hükümetinin Kürdistan’daki baraj ısrarına da dikkat çeken Tapan, ‘kalkınma’ adı altında insanlık mirasının yok edildiğini şu sözlerle ifade etti: “Ayrıca taşınması düşünülen 50 ayrı tarihi eser ise, raylı sistemle yeni Hasankeyf’e taşıyacağına dair ihaleye verilmiş. Bunun mümkün olmayacağı da biliniyor. Hasankeyf, bölgede yaşanan çatışmalı ortam nedeniyle ‘güvenlik’ adı altında UNESCO’nun 10 kriterinden 9’uzunu taşımasına rağmen devlet, birçok uygarlığı sulara gömecektir. Bugün Hasankeyf’i sulara gömmek isteyenlerin salt kar amaçlı ya da enerji üretimi için böyle bir projeyi hayata geçirmediğini artık herkes tarafından çok iyi biliniyor. Binlerce yıllık bir toplumun tarih mirasını yok ederek kalkınma adı altında böyle bir tarih katliamına da imzasını atmaz. Hasankeyf’i sulara gömmek çok politik bir karar olduğunu kamuoyu da bilmektedir” diye konuştu.